Obsesif Kompulsif Bozuklukta Psikoterapi Uygulamaları

OKB'de psikoterapiOKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) adından da anlaşılabileceği gibi obsesyon ve kompulsiyonlarla giden psikiyatrik bir hastalıktır.

Kişide anksiyete oluşturan inatçı ve tekrarlayıcı düşünce, imge veya dürtüler obsesyon ismini alırken, obsesyonların yarattığı kaygıyı gidermek ya da bunların korkulan sonuçlarından korunmak için yapılan tekrarlayıcı davranış veya zihinsel eylemlere kompulsiyon denir. Kompulsiyonlarda büyüsel bir düşünme biçimi olup, kendini ya da yakınlarını felaketle sonuçlanacak durumlardan koruma amacı vardır.

OKB'de (Obsesif Kompulsif Bozukluk) çoğu hastada obsesyon ve kompulsiyonlar birlikte bunur.

Obsesif Kompulsif Bozuklukta Davranışsal Model ve Davranış Terapisi:

Davranışçı modele göre OKB'de gerçekte korkutucu olmayan ve zaman zaman herkesin aklından geçebilen düşünceler, koşullanma yoluyla kişide anksiyete gibi duygularla ilişkilendirilmekte ve rahatsız edici bir karakter kazanmaktadır. Bunun ardından da anksiyete oluşturan düşünceler akla geldiğinde anksiyeteden korunmak için kaçma veya kaçınma davranışları gelişmektedir. Buradaki temel sıkıntı kaçma ve kaçınma davranışlarının anksiyeteyi azaltarak bir tür pekiştireç gibi rol oynamasıdır. Kaçma ve kaçınma davranışları yanında yapılan tekrarlayıcı (kompulsif) davranışlarla da anksiyete azaltılır, bu da yine pekiştireç rolü oynar ve aynı davranışların artmasına neden olur. Böylelikle bir kısır döngü içine girilir.

Bu modele göre tedavide alıştırma ve tepkiyi önleme pratikleriyle davranış terapisi yapılır. Bir tür düşünce fobisi olan OKB'de, hastalığın devamına neden olan kaçınma davranışları yok edildiğinde tedavi elde edilmiş olacaktır.

OKB'de Davranışçı Terapi:

Terapiye anksiyetenin yalnızca rahatsız edici bir duygu olduğu, kişiyi rahatsız etse de ona bir zarar vermeyeceğinin belirtilmesiyle başlanır. Psikoterapideki temel hedef, hastalığın devamında ve büyümesinde rol oynayan koşullanmanın kırılmasıdır.

OKB tedavisinde davranışçı terapiyi uygularken kişi korktuğu düşünce ile art arda yüz yüze getirilir. Bu sayede rahatsız edici düşünceye alışması ve düşüncenin oluşturduğu kaygının sönmesi amaçlanır. Genelikle her gün ve günde en az bir saatlik alıştırma tedavisi ile anksiyete azaltılabilir, obsesif düşünceler kaçınmadan tolere edilebilir. Alıştırma ve tepki engelleme tekniklerinin kullanıldığı bu tedavi şekli davranışçı terapidir.

Obsesif Kompulsif Bozuklukta Bilişsel Model ve Bilişsel Terapi:

Zorlayıcı düşünceleri kontrol etmeyi öğrenmek, bu kontrol düşüncelerinin anlamını değiştirmek başarıldığında daha kolay olacaktır. Düşüncenin tehdit ve tehlike duygusunu harekete geçirmesi önlendiğinde tedavi gerçekleşecektir. Bu prensip doğrultusunda bilişsel terapi uygulamaları OKB'de devreye girmiştir.

OKB'de hastada düşüncenin oluşturacağı olası zararlardan kişinin kendini sorumlu tutması ve sorumluluğu azaltmaya yönelik yansızlaştırma çabaları vardır. ''Sonuç üzerinde etkim varsa sonuçtan ben sorumluyum'' düşünce biçimi OKB'deki en tipik bilişsel hatadır. OKB tablosunun ortaya çıkması için zorlayıcı düşüncelerin sorumluluk duygusunu harekete geçirmesi şarttır.

Bu prensip çerçevesinde OKB tedavisinde bilişsel terapi uygulanır.

OKB'de Bilişsel Terapi:

OKB tedavisinde ana nokta zorlayıcı düşüncelerin sorumluluk algısını harekete geçirmesini yok etmektir. Sorumluluk algısı yok edildiğinde tedavi sağlanır.

Terapide ilk adım, hastanın kendi düşüncelerini daha az tehdit edici bir biçimde yorumlamasını sağlamaktır. Daha sonraki aşamada yanlış inanç ve bilişsel hataların hastalığın süreğenleşmesindeki rolü üzerinde durulur.

OKB'de sıklıkla şu bilişsel hatalar yapılır;

a) Hep ya da hiç tarzı düşünme.

b) Aşırı kontrol ve mükemmeliyetçilik.

c) ''Ya şöyle olursa'' biçiminde düşünme.

d) Büyüsel düşünce.

e) Düşünce ile eylemin eşdeğer tutulması.

f) Düşüncelere aşırı değer verme.

g) Belirsizliğe dayanamama.

h) Felaketleştirme.

ı) Aşırı sorumluluk.

j) Kötümser yönde yanlılık.

Tedavide bu bilişsel hatalar belirlenerek, işlevselliği olmayan ve hastalığı sürdürmekte rol oynayan bu düşüncelerin, gerçekçi ve uyumlu olabilecek düşüncelerle değiştirilmesi öğretilir. Burada hedeflenen daha olumlu düşünmeyi sağlamak değil, daha gerçekçi ve tehditkar olmayan düşünce biçimlerini geliştirmektir.

Öncelikle aşırı sorumluluğu azaltma yönünde terapötik girişimler yapılır.

OKB'de psikoterapide aşağıdaki inanış alanları üzerinde çalışmak temeldir. Bunlar;

a) Kötü düşüncenin kötü sonuca neden olacağı, kötü bir eylemin düşünülmesinin o eylemi yapmakla eşdeğer olacağı gibi düşünce/eylem kaynaşmaları.

b) Kişinin, olumsuz sonuçlar oluşturabilme ve bu sonuçları önleyebilme yönünde gücü olduğuna ilişkin inanışlarının getirdiği aşırı sorumluluk algısı.

c) Düşünce ve imgeleri olması gereken biçimde kontrol edebilmenin gerektiği düşüncesinin getirdiği düşüncenin kontrol edilebilirliği inancı.

d) En ufak bir yanlışın dayanılmaz bulunduğu aşırı mükemmeliyetçilik.

e) Oluşabilecek olumsuz sonuç riskini aşırı yükselten abartılı tehdit algısı.

f) Tehdit algısı ve sorumluluğun abartılmasından kaynaklanan belirsizliğe tahammülsüzlük.

OKB'de Davranışçı Terapi:

OKB'de temel sorun zarar verme konusunda duyulan abartılı korkudur. Davranışçı terapide bu amaçla tahmin edilen ve korkulan zararın gerçekliği ve korkuların devamını sağlayan süreçlerin araştırılması ile ilgili davranışçı deneyler yapılır.

OKB'nin (Obsesif Kompulsif Bozukluk) bilişsel-davranışçı terapi ile tedavisinin son aşamasında ise hastaya stresle başa çıkma yöntemleri öğretilerek hastalığın nüksü önlenmeye çalışılır.

Bilişsel ve davranışçı tekniklerin birlikte kullanılması ile OKB tedavisinde %85'e yakın orta ve belirgin düzeyde iyileşme saptanmıştır. Bilişsel ve davranışçı teknikler tek olarak uygulandığında bilişsel terapinin etkinliği davranışçı terapiye göre biraz daha iyi, ancak kombine tedaviye göre daha düşüktür.

OKB Tedavisinde Aile Eğitimi:

OKB'de aileler çoğu kez hastalığı besleyebilmektedir. Hastalık hakkında bilgisi olmayan aile üyeleri hastanın ritüellerine ortak olarak hastalığın süreğenleşmesine katkıda bulunurlar. Bunu önlemek için tüm aile fertleri bilgilendirilmeli, hatta aile üyelerinden biri yardımcı terapist olarak seçilerek hastanın tedavisine katılması sağlanmalıdır.

OKB Tedavisinde Psikanalitik Yaklaşım:

Freud'a göre obsesyonel belirtilerin altında agresif ve cinsel nitelikli bilinçdışı dürtüler yatar. OKB'li hastalar anal döneme saplanmıştır. Bu dönemin özelliği olarak kişide iki değerlilik hakimdir. Bundan dolayı her eylem veya düşüncenin olumlu ve olumsuz iki ucu arasında bocalanır. Psikanalitik tedavilerde bu ambivalansa karşı geliştirilen bastırma, karşıt tepki oluşturma ve yalıtma savunma düzenekleri üzerinde çalışılır. Psikanalitik terapilerin OKB tedavisinde etkisi oldukça düşüktür.

Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, OKB Tedavisi Antalya.

Psikiyatrist ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan.