Kişilik Bozukluklarında Bilişsel Özellikler ve Tedavi

kişilik bozukluğu bilişsel terapiKişilik bozukluklarında bilişsel sorun daha çok şemalar ya da temel inançlardadır.

Organizmaya ulaşan uyaranları tarayan, anlamlandıran ve inceleyen bilişsel yapıya şema diyoruz. Şemalar kişinin algılama ve yargılamalarına rehberlik ederler. Bireysel tecrübelerden ziyade anne, baba, kardeş ya da arkadaşlarla olan erken dönem ilişkilerden köken alırlar.

Kişilik bozukluklarında temel özellik esnek olmayan, uyum bozucu davranış kalıplarının yaşam boyunca tekrarlayıcı biçimde kullanımıdır. Kişilik bozukluğu olan bireyler gerek kişiler arası ilişkilerinde, gerekse amaçlarına ulaşmaya çalışırken ya da zorlamayla baş ederken hem az sayıda hem de katılaşmış stratejiler uygularlar. Bu stratejiler kendilerine zarar verse bile kullanılmaktan vazgeçilemez. Ayrıca koruyucu bir algısal daralma, bilişsel çarpıtma ve genellemelerle yeni öğrenme olanakları baltalanır. Sağlıklı kişilerde gördüğümüz içinde bulundukları özgün durumu rasyonel olarak değerlendirme ve duruma uygun en doğru stratejiyi seçme becerisi kişilik bozukluklarında mümkün olmaz.

Örneğin, paranoid kişilik bozukluğunda birey karşısındakinin güvenilirliği defalarca test edilmiş olsa bile şüpheciliği elden bırakmaz, narsistik kişilik bozukluğu olan bir birey adil ve eşitlikçi bir ekip çalışmasında bile yarışmacı ve abartılı tutum sergileyebilir, histriyonik bir hasta sıradan bir iş görüşmesinde dahi uygunsuz ve dramatik tavırlar gösterebilir.

Kaçınma davranışı da kişilik bozukluklarında sıklıkla karşılaştığımız bir özelliktir. Bu hastalar travmatik ve acı verici anılar, çağrışımlar ve duygulara katlanamaz, süreğen ve yoğun bir şekilde kaçınma gösterirler.

Kişilik bozukluklarının bilişsel tedavisinde genel psikoterapiler yanında şemaları değiştirmeye yönelik yöntemler mutlaka kullanılır. Ne kadar iyi bir tedavi uygulansa da kişilik bozukluklarında işlev bozucu eğilimlerin tümüyle yok edilmesi mümkün olmayabilir. Bunun yerine patolojinin sıklık ve yoğunluğunu azaltmayı hedeflemek daha gerçekçi olacaktır.

Paranoid kişilik bozukluğunda tedavi yaklaşımı:

Paranoid kişilik bozukluğunda temel inanç ‘’zarar görme’’ şemasıdır. Bu bireyler herkesin kötü ve istismarcı olduğu temel inancındadır.

İnsanlara güvenirsem zarar görebilirim, küçüğü büyüğü olmadan her tür aşağılamaya mutlaka yanıt vermeliyim, kendimi korumak için sürekli tetikte olmalıyım, bana iyi davranan biri mutlaka bir istismar niyetindedir, bana uzak duran biri beni sevmiyordur, insanlar eninde sonunda bana zarar verir gibi tipik sayıltılar paranoid kişilik bozukluğunun tipik bilişsel organizasyonudur.

Bu bilişsel organizasyona bağlı olarak kişilerde aşırı kuşkuculuk ve sürekli tetikte olma, tedbiri elden bırakmama durumu gelişir. Sıklıkla öfkeye kapılırlar.

Tedavide terapistin güven sağlayabilmesi şarttır. Şüphecilik ve güvensizliği tamamen yok etmek yerine bu eğilimleri tedbirliliğe dönüştürmek daha doğru bir tedavi yaklaşımı olur.

Şizoid kişilik bozukluğunda tedavi yaklaşımı ve bilişsel özellikler:

Yakınlık ve bağlanmadan kaçan bu kişilerde temel inanç, diğer insanların ona bir şey veremeyecekleridir. Bu bireyler kendilerini tek başlarına yeterli bulurlar.

Diğerleriyle ilişki kurmam bir işe yaramaz, diğerlerinden uzak durmam rahatım için en iyisi, yakınlık gereksiz, ilişkiler yorucu ve karmaşıktır gibi şemalar nedeniyle şizoid kişilik bozukluğunda diğer insanlardan uzak durulur. İnsan ilişkilerindeki fakirlik ve yalnızlığa bağlı hüzün ve zorunlu yakınlık durumlarında yaşanan kaygı temel duygulanımdır.

Tedavide, yaşanılan izolasyonu sağlıklı otonomi ve bağımsızlığa dönüştürmeye çalışılır.

Şizotipal kişilik bozukluğunda tedavi yaklaşımı:

Şizotipal kişilik bozukluğunda temel inanç bireyin kendini kusurlu ve eksik görmesidir. Ayrıca diğer insanların tehlikeli olduğunu düşünürler. ‘’Başkalarının benim hakkında olumsuz duygulara sahip olduklarını hissedersem bu doğrudur, karşımdakilerin gerçek niyetlerini anlamak için sürekli uyanık olmalıyım’’ gibi varsayımlar bu kişilik bozukluğunda tipiktir. Şizotipal kişiler diğer insanların saklı, gizli niyetleri olduğunu varsayarlar.

Şizotipal kişilik bozukluğu tedavisinde , bu kişilere mahsus aykırı, garip özellikler, normalin sınırları içinde farklılığa, çeşitliliğe dönüştürülmeye çalışılır. Sosyal uygunluk ve uyumun arttırılması, kendine güvenin sağlanması için bilişsel çalışmalar yapılır.

Antisosyal kişilik bozukluğunda bilişsel özellikler ve tedavi:

Antisosyal kişilik bozukluğunda hasta durumundan şikayetçi değildir. Tedavi amacıyla kendisi başvurmaz. Alkol ve madde bağımlılığı, sedatif ilaç yazımı, rapor ihtiyacı, işlediği suçtan kurtulmak amacı gibi nedenlerle ya da adli makamlarca gönderildiklerinde psikiyatristle muhatap olurlar. Görüşme onun istediği yönde olursa sorun olmaz ancak tersi durumda doktoru suçlama, eleştirme ve öfkeye kapılmaları hemen hemen kaçınılmazdır. Samimiyet ve dürüstlükten uzak olmaları tedavi işbirliğini engeller. Psikiyatristi bir otorite olarak algılarlarsa karşı saldırıya geçebilirler.

Birçok antisosyalin yalancılık, hırsızlık, öfke nöbetleri, başkalarına zarar verme gibi uygunsuz davranışlarından acı ya da pişmanlık duymaları söz konusu değildir. Bazıları bir şeylerin yolunda gitmediği, yaşamlarını berbat ettiği gibi olumsuzlukların farkında olabilir.

Antisosyal kişilik bozukluğunda bireyler ilgiden çok hoşlandıklarından, tedavide kişinin o anki ruh halinden giriş yaparak ilgi göstermek yararlı olabilir. Hastanın yaşam güçlüklerine, davranış zorluklarına ve başarısızlıklarına empati göstermek tedavide olumlu adımlara yol açacaktır.

Unutulmamalıdır ki, antisosyal bir kişinin davranışlarını değiştirmeyi samimi bir biçimde istemesi çok güçtür.

Histriyonik kişilik bozukluğunda bilişsel özellikler:

Bu bireyler abartılı bir duygusallık ve derinlik yokluğu içindedirler. Sığ yaklaşımları samimiyetsiz oldukları izlenimini verdiklerinden çoğu kişide antipati uyandırırlar.

Çekingen kişilik bozukluğunda bilişsel özellikler ve tedavi yaklaşımı:

Çekingen kişilik bozukluğunda bireyler eksik ve yetersiz hissettiklerinden istenilmedikleri inancındadırlar. Diğer insanlar tarafından eninde sonunda reddedilecekleri fikri hakimdir. Bundan dolayı yakınlıktan kaçınarak incinmemeye çalışırlar.

Tedavide bilişsel ve duygusal kaçınmayı yenmeye çalışırız. Sosyal beceri eğitimleri de tedavi planındadır.

Obsesif kompulsif kişilik bozukluğunda tedavi ve bilişsel özellikler:

Kontrolden çıkma korkusu, obsesif kompulsif kişilik bozukluğunun temel inancıdır. Bu hastalar diğer insanların sorumsuz davrandıklarını düşünürler. Her şeyi tam kontrol edemediklerinde her şeyin mahvolabileceği fikri benliklerini sarmıştır. Sıkı bir şekilde kendilerini ve insanları kontrol etmeye çalışırlar.

Obsesif kompulsif kişilik bozukluğunda kaygı ve depresyon oldukça yaygındır.

Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu tedavisinde aşırı kontrol ve titizliği daha sınırlı bir tedbirlilik ve düzenlilik haline getirme amaçlanır.

Bağımlı kişilik bozukluğunda bilişsel özellikler ve tedavi yaklaşımı:

Ben çaresizim temel inancı bağımlı kişilik bozukluğunda ana unsurdur. Diğer insanları yeterli, güçlü ve başarılı bulan bu hastalar kendilerini çaresiz hissederler. Diğer insanlara muhtaçlık, kendine dayanırsa başarısız olma, terk edildiğinde var olamama, bağımsız olduğunda yalnız kalma duygularından dolayı başkalarına yaslanma, dayanma ihtiyacındadırlar. Bunlardan dolayı kaygı ve depresyona açıktırlar.

Bağımlı kişilik bozukluğu tedavisinde kendine güven ve yeterliliği arttırmak, bağımsızlık ve otonomi kazandırmak genel amaçtır.

Borderline kişilik bozukluğunda bilişsel özellikler ve tedavi:

Dünya tehlike ve kötü niyet doludur, ben zayıf ve zarar görmeye açığım, ben doğuştan kabul edilmez biriyim sayıltıları sınır (borderline) kişilik bozukluğunun temel bilişsel özellikleridir. Kişi, dünyayı tehlikelerle dolu olarak gördüğünden uyanıklığı ve dikkati bir an olsun bıraktığı, risk aldığı, zayıflığının ortaya çıktığı, kolaylıkla kaçamayacağı ortamlarda bulunduğu zamanlarda kendini risk altında görür. Uyanık/savunmacı bir tutum geliştirir. Birinden güç almak da sınır kişilik bozukluğunda çok zordur. Çünkü zayıflıkları hissedildiğinde karşıdan saldırı geleceğine inanırlar. Bunlardan dolayı sürekli ikilem içinde olan bu hastalar birine dayanma isteğine rağmen tam dayanamama, otonomi ile bağımlılık arasında gidip gelirler.

Kişilik Bozuklukları ve Tedavisi Antalya.

Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Psikoterapist ve Psikiyatrist Emine Filiz Uluhan.