0242 311 44 33
Psikiyatri ve psikolojide fobiler önemli yer tutar. Kaygı bozuklukları arasında yer alan fobilerden tokofobi (doğum korkusu) bu yazımızın ana konusu olacak.
Doğum korkusu bir diğer adıyla tokofobi yunanca tokos “doğum” ve fobos ise “korku“ anlamına gelen iki kelimenin birleşmesiyle oluşur. Birçok kadının sağlığını, iyilik halini ve günlük işleyişini bozan güçlü bir kaygı bozukluğudur.
Doğum, yaradanın kadın bedenine sunduğu benzersiz ve mucizevi bir güçtür. Her doğum hikayesi kişiye özel ve doğal bir varoluşsal süreçtir. Kadının doğası gereği gebelik süreci ve doğuma olan beklentileri sevinç, heyecan ve mutluluk gibi pozitif duyguları beraberinde getirmesinin yanı sıra, korku ve endişe gibi negatif duyguları da barındırır. Ancak bazı kadınlar, doğal da olsa bu sürece karşı yoğun endişe ve korku duyar. Doğum yapmaktan, doğum anında yaşanılan olası acıdan ve bebeğin ya da kendisinin zarar görebileceği düşüncesiyle, yoğun kaygı ve korkuya kapılan kadınların yaşadığı psikolojik bir hastalıktır tokofobi.
Gebe kadınların doğuma yönelik bir miktar korku duymaları doğal ve normal bir süreçtir. Korku, algılanan ya da var olan tehlikeye yönelik geliştirilen olağan bir tepkidir. Bu nedenle, stres ve yaşanılan tehlike karşısında gereken önlemleri almamızı sağlayan ve baş edebilmemize yardımcı olan doğal bir duygudur. Hatta anne adayının yaşadığı makul düzeydeki korku, doğuma ve sürece hazırlığa yardımcı olur. Ancak, ciddi düzeyde yaşanılan doğum korkusu kadınların gebe kalmasını geciktirmesine neden olmakta, stres, kaygı bozukluğu ve depresyon gibi problemlere yol açmaktadır. Aslında doğum korkusu kadınların daha önceden yaşadığı başka korku türünün yön değiştirmiş biçimidir. Tokofobi patolojik doğum korkusu olarak adlandırılsa da içinde gebelik korkusu da yer alır. Çünkü bu korku yüzünden gebelik fobi haline gelir ve böylece kadın, yaşadığı yoğun korkudan dolayı çocuk sahibi olmayı erteler. Günümüzde sık karşılaşılan tokofobi gebelik öncesinde, sırasında ve sonrasında kadının sağlığını ciddi düzeyde etkilemeye devam etmektedir.
Anne adayının yaşadığı doğum korkusu, doğumun nasıl yapılacağını da şekillendirmektedir. Gebelik süreci boyunca anne adayının ve bebeğin sağlığını tehdit eden herhangi bir problem olmamasına rağmen sezeryan doğum tercih edilmektedir. Ülkemizde son yıllarda artan isteğe bağlı sezeryan doğumların artışındaki en önemli etkenlerden birisi de doğum korkusudur.
Her yaştan kadını etkileyebilecek olan doğum korkusu uykusuzluk ya da aşırı uyku hali, sinirlilik, yorgunluk, düşük enerji, yeme alışkanlığındaki değişiklikler, aileniz ve etrafınızdaki kişilerle iletişimde sıkıntılar, panik ataklar ve psikosomatik rahatsızlıklar şeklinde belirti göstermektedir. Özellikle gebelik tecrübesi olmayan kadınlarda bu korku ergenlik döneminde başlar. Karşı cinsle ilişki kurmada güçlük yaşamak ve gebe kalmaya yönelik yoğun korku vardır. Çevreden duyulan olumsuz aktarımlar, genetik eğilim ve yakınlarında doğum korkusu olan kişilerde bu hastalığın görülmesi yüksektir.
Doğum Korkusunun Nedenleri Nelerdir?
Doğum Korkusu Kimlerde Görülür?
Doğum korkusunu yenmek için neler yapılabilir?
Psikolog Funda Buharalı.
©COPYRIGHT 2017