Çocuk Yetiştirmede Sevginin Rolü


Çocuk Yetiştirmede Sevginin Rolüİnsanları birbirine yaklaştıran olumlu ve iyi duyguların tümüdür sevgi. İlgi, anlayış, hoşgörü, acıma hissi, sevecenlik, beğenme, bağışlama hisleri de sevginin ürünü.

Anne baba sevgisinden, kardeş, arkadaş, eş, memleket, yurt, dünya, doğa ve insanlık sevgisine kadar geniş bir yelpazede farklı görünümleri olan sevgi.

İnsanı insan yapan, bireyi sevimli kılan, ruhu besleyen yegâne duygudur sevgi. Ruh sağlığı, psikiyatri ve psikoloji açısından önemi ise sevme yeteneğinin sevile sevile kazanılması. Tüm insanlar önce sevilmeyi öğrenir. İlk sevgi tomurcukları yeni doğan bebek ile annesi arasındaki sıcak ilişkiyle açacaktır.

Çocukluğunda sevgiye doymayan birinin psikolojik açıdan güçlü ve dengeli bir kişilik geliştirerek sevgiyi paylaşması, başkalarını karşılıksız sevmesi mümkün değildir.

Sağlıklı bir gelişim için anne baba sevgisinin yeri ayrıdır ve sevgi ilişkisi sürekli olmalıdır. Farklı kişilerden ve düzensiz olarak gelen sevgi doyurucu olmayacaktır. Bu durumda çocukta güven duygusu gelişemez ve sevgi açlığı bir yerlerde her zaman gizli kalır.

Sağlıklı bir psikoloji için sevgi gereksinimi önce aile içinde yeterince karşılanmalı, doyum sağlayan çocuk zamanla çevresiyle sevgi alışverişine girebilmeli, sevgi ilişkisini ailesi dışına taşıyabilmelidir.

Sevme ve sevilme gereksinimi tüm yaşam boyu sürekli doyurulmak isteyen açlık, susuzluk gibi bir duygusudur. Bebeklikteki sevgi gereksinimi hiç azalmayacak, biçim değiştirerek varlığını koruyacaktır. Ne kadar başarılı, ne kadar zengin, ne kadar makam ve mevki sahibi olursanız olun sevgiyi yitirdiğinizde kendinizi boşlukta bulmanız kaçınılmazdır. Bilinçli ya da bilinçsiz birçok eylemimizde beğenilme ve sevilme arzusu ön plandadır. Sevildiğini bilmek insan için en büyük mutluluktur.

Çocuk yetiştirirken ebeveyn olarak karşılıksız ve sınırsız sevgiyi onlara verebilmeliyiz. Anne babalar çocuklarına bilinçli ya da bilinçdışı nedenlerle eşit sevgi veremezler. Çocuğun zekâ, yetenek, sevimlilik, şakacılık, söz dinleme, başarı, ataklık, konuşkanlık gibi kişisel özellikleri yanında doğum zamanında anne babanın duygusal ilişkileri, maddi-manevi sıkıntıları, doğumun planlı ya da plansız gerçekleşmesi, ölen veya hayattaki aile büyüklerinden birine benzetilmesi gibi bir çok dışsal faktör bunda rol oynar.

Çocuk yetiştirmede, çocuk açısından önemli olanın sevildiğine güvenmek olduğunu unutmayalım. Ebeveynler buna özen göstermeli, çocuk yetiştirirken çocuğa uslu, başarılı, sevimli, güzel, akıllı, zeki olduğu için değil kendisi olduğu, sizin çocuğunuz olduğu için sevildiği inancı verilebilmelidir.

Çocuklar arasında karşılaştırma yapmak psikolojik yönden çok sakıncalıdır. “Abin gibi düzenli çalışırsan sen de başarırsın, küçük kardeşin bile senden akıllı, ablanın odası ne kadar düzenli, senin odana ise dağınıklıktan giremiyoruz.” gibi söylemlerin hiçbir olumlu katkısı olmayacaktır. Çocuk kırılıp, özgüvenini, öz saygısını yitireceği gibi, kardeşlerin arası da soğuyacaktır.

Çocuk yetiştirirken yapılan hatalardan biri de çocukların paylaşılma durumudur. “Kızım aynı ben, oğlanın bütün kötü huyları sana çekmiş, oğlum yarın hepimize bakacak, beni bir tek küçük kızım anlıyor, bize bir bu oğlandan hayır var.” tarzı tutumlar çocukları çatışmaya itecek, anne baba arasında taraf tutmasına yol açacak, ilişki ve iletişim bozulacaktır.

Ebeveynlerin aşırı sevgi gösterileri, abartılı biçimde açığa vurulan sevgi de psikolojik gelişim açısından uygun değildir. Ne yediğini bilelim diye ilkokulda bile anne eliyle beslenen, üşür hasta olur diye çıplak ayakla hiç taşa toprağa bastırılmayıp kat kat giydirilen, düşer bir yerine bir şey olur diyerek arkadaşlarıyla yalnız başına oyun oynamasına izin verilmeyen, yan sokaktaki okuluna gidip gelirken bile sabah akşam annenin nezaret ettiği el bebek, gül bebek büyütülen, on yaşında beş yaş çocuğu muamelesi yapılan çocuklar, büyük olasılıkla yarın bir gün psikolojik sorunlarla boğuşacaktır. Çocuğu karşılıksız sevmekle, sevgiye boğmak, aşırı koruyucu ve kollayıcı olmak arasındaki ayırımı tüm anne babalar yapmak durumundadır.

Psikiyatrist olarak bunun tam tersi tutumla da sık olarak karşılaşıyoruz. Verici olamayan, çocuğa sıcak yaklaşamayan, koruma ve kollamadan yoksun bırakan anne babalar çocuğun ruhsal gereksinimini karşılamamış olacak, sevgi yetersizliği içinde büyüyen çocuk sağlıklı bir psikolojik yapıya kavuşamayacaktır. Çocuğu şımartmamak adına olumlu yanlarını övüp, ödüllendirmeden sürekli kusurlarını öne çıkarmak, çocuk yetiştirirken yapılan önemli hatalardandır.

Sevgi her an güler yüz göstermek, sarılıp öpmek, okşamak değildir. İçten bir gülüş, bakışlardaki sıcaklık, dokunuştaki yumuşaklık çocuk tarafından derhal algılanır ve doyum sağlar.

Çocuk yetiştirirken en hassas nokta ebeveynlerin istikrarlı ve tutarlı davranmalarıdır. Birden değişen sevgi ve sevgisizlik uçları arasında gidip gelmeniz, çocuğa sevginizi şartlara bağlamanız onlar için en büyük kötülük olacaktır.

Çocuğun psikolojik sorunlarında pedagojik destek, oyun terapisi, anne baba eğitimi ve psikiyatri desteği ile Antalya psikiyatri ve Antalya psikoterapi merkezi olarak yanınızdayız.

Psikiyatrist ve psikoterapist Emine Filiz Uluhan, Psikoterapi merkezi Antalya, Lara/Muratpaşa.