Ergenleri Anlama

Ergenleri AnlamaAntalya psikiyatri ve psikoterapi merkezi olarak bu yazımız ergenlik çağındaki çocukları anlamak için bir kılavuz niteliğindedir.

Ergenliğin işaretlerini ve ergenlerin temel özelliklerini bilirseniz, insan hayatının en kritik dönemlerinden biri olan ergenlik dönemini çocuğunuzla birlikte en az hasarla atlatabilirsiniz.

'’Ben artık çocuk değilim’’ haykırışı, kimlik mücadelesi vermeye başlayan ergenin çoğu kez ilk belirtisidir. Ergenle doğru iletişim kurmak, bu dönemin altın anahtarı olup, size her yolu açma şansı sağlayacaktır.

Çocuk eğitiminde her yaştaki çocuğa istikrarlı yaklaşmak birincil derecede önem taşır. Mutlaka kurallarınız olmalı, çocuklar nerede olduklarını ve nereye kadar gitmelerine izin verildiğini bilmelidirler. Kuralları çiğneyen ergene tatlı bir dille yanlışları hatırlatılmalı, bu konuda ciddi olduğunuz belirtilmelidir. Burada yapacağınız en büyük hata, onları başkalarının yanında, özellikle de arkadaşlarının yanında azarlamanız, öğüt vermenizdir. Ergenler tarafından son derece aşağılayıcı algılanan bu durum çocuğunuzla ilişkinizi koparabilir, çocuğunuz sizi affetmekte güçlük çeker.

Çocuklar kurallara karşı gelse, uymamak için direnç gösterseler de, kurallar onların kendilerini güvende hissetmelerini sağlayan bir etkendir. Memnuniyetsiz görünüp, itiraf edemeseler de kurallar çocukları rahatlatır. Kurallar zamanla değişse de önemli olan istikrarın korunmasıdır.

Ergenlerdeki değişim karşısında panik olmanıza gerek yok. Çocuğunuzla yeteri kadar konuşmanız ve kendinizi olayların akışına bırakmamanız kontrolü kaybetmemenizi sağlayacaktır. Birbirinizin duygularına saygı duyduğunuz, ilgili ve paylaşımcı olduğunuz sürece iletişimde aşama sağlarsınız.

Çocuğunuz bir dönem sizi istemiyor, düşmanı gibi görüyor olabilir. ‘’Hayatımı mahvediyorsun’’, ‘’Benim mutlu olmamı istemiyorsun’’, ‘’Benden nefret ediyorsunuz’’, Beni istemiyorsunuz’’ gibi sözleri sıklıkla duyabilirsiniz. Bu durumlarda kendinizi suçlu hissetmeyin. Ergenliğin ilk yıllarında çocukça davranışlar sıktır, bunlar gerekli ve önemlidir.

Değişim hemen hemen tüm insanlar için ürkütücüdür. Çocuğunuzun değişen giyim ve saç tarzı, ilgi alanları, garip arkadaşları sizi korkutmasın. Bu çocuğunuzun ileride serseri veya suçlu olacağı anlamına gelmez. Kendi kişiliğini ortaya koymaya çalışan ergen bunun yolunun farklı olmaktan geçtiğine inanır. Aykırı görünen tarzların altında bazı korkular yatabilir. Bir çok ergende, dövmelerle dolu korkutucu görüntünün altında sert görünüp, insanların uzak durmasını sağlamak, ilginç saç kesimiyle dikkati saçına çekerek, ilgiyi kendi üzerinden çekmek gibi korkulu ve masum niyetlerin olduğunu bilmek gerekir.

Bazı ergenler ise ebeveynleriyle çok uyumlu olup, anne babaları tarafından düşünülmüş örüntülere çok kolay uyum sağlamış görünebilir. Bu durum aslında çok da sağlıklı değildir. Ergen terapilerinde sıklıkla rastladığımız üzere bu durum derinlerdeki kökleşmiş sorunlara, ciddi korkulara dayanabilir. Bu ergenler tedavi edilmediğinde romantik ilişkilerden kaçınan, tek amaçları anne babalarının beklentilerini karşılamak olan, evlilik ve bağlanma sorunları yaşayan yetişkinler olabilirler.

Anne baba olarak değişimin ve asiliğin büyümenin doğal bir parçası olduğunu bilmelisiniz. Doğru ebeveyn yaklaşımı yeni deneyimleri kısıtlamak ve bastırmak değil, yarının yetişkinlerini pozitif yaşantılara yönlendirmektir. Sesi sonuna kadar açarak müzik dinleyen çocuğunuza ‘’şunun sesini hemen kıs’’ demek yerine, ‘’bunu ben de dinlemek istiyorum ama sesini biraz kısarsan daha iyi anlıyorum’’ demeniz, çok daha ılımlı davranmasını sağlayacaktır.

Ergen çocuğunuza ailenin bir parçası olduğunu her zamankinden daha fazla göstermelisiniz. Dönemin gereği soyutlandığını düşünen ergen ya iç dünyasına kapanır, ya da arkadaşlarıyla daha fazla zaman geçirmeye başlar. Çocuğunuzun hobilerini, sevdiği müzikleri, filmleri bilirseniz, onları neyin korkuttuğunu neyin güldürdüğünü bilirseniz, hayran oldukları şeyler ya da şahıslarla ilgili bilgi sahibi olursanız, hangi dersi niye sevip hangi dersten neden hoşlanmadığını,……..bilirseniz, yani onlarla ilgilenirseniz ve anlamaya çalışırsanız her şey daha yolunda gidecektir. Özel hayatlarına karışmanız ve onlara patronluk taslamanız ergeni sizden süratle uzaklaştırabilir.

Ergenler büyük korkular içinde olup, korkularıyla baş edebilme derdindedir. Alay edilme, reddedilme ve olumsuz düşünceler üretme korkusu ergen terapilerinde ve psikiyatri muayenelerinde sıklıkla karşılaştığımız üç korkudur.

Alaya maruz kalma benlik saygısını düşüren en büyük etkenlerdendir. Ergenlikle birlikte vücutta ortaya çıkan değişiklikler (kızlarda göğüslerde büyüme, adet görme, erkeklerde seyrek sakallar, çatallaşan ses gibi) çocuğunuza çok ürkütücü gelebilir, vücuduna yabancılaşabilir. Ergen bütün gözlerin kendi üzerinde olduğu kaygısını taşır. Kendisinden şüphelenmekte, güvensizlikten kurtulma mücadelesi vermektedir. Duygu ve mantık çatışmakta, bunun dengesi bir türlü kurulamamaktadır. Küçük bir problemde ergen kendini suçlayarak, bende bir sorun olmalı endişesi duyabilir.

Reddedilme çok acı vericidir. Aidiyet duygusu bireyin kendini güvende hissetmesinde önemli bir etkendir. Çocuğa olan sevginizi geri çekme tehditi ve koşullu sevgi göstermeniz reddedilme korkusunun baş aktörüdür. Akranlar arasında kabul görmek ergen için çok önemlidir. Burada evdeki değer yargıları ile arkadaşların değer yargılarının çatışması sıklıkla görülecek ve ergen büyük ikilem yaşayacaktır. Sınavlarda başarı kazanıp kazanamama, spor etkinlikleri, kız ya da erkek arkadaş edinip edinememe gibi pek çok durum ergenlik çağında reddedilme endişelerini büyütür.

Yeni bir durum karşısında başlarına neler geleceği kaygısını yaşamak ergenlerde sık rastlanan bir durumdur. Yeni bir okul, yeni bir arkadaş çevresi, saç tıraşında bir değişiklik, giyim tarzında bir farklılık ergenlerde endişe kaynağı olabilir. Bu korkuları sık yaşayan bir ergen farklı şeyler denemekten kaçarsa, kendini tanıması güçleşecektir. Ergene önereceğiniz ‘’Bunu yaparsam başıma gelecek en kötü şey ne olabilir?’’ ve ‘’Başarılı olursam kendimi nasıl hissedeceğim?’’ soruları bu kaygıları aşmada yardımcı olacaktır. Gerek yetişkin gerekse ergen olarak bilmeliyiz ki, başarıya giden yol davranışlarımızın en olumlu sonuçlarına odaklanmaktan geçer. Olumsuz düşünce üretme zihin için işkence gibidir.

Ergenlik dönemi derya gibidir. Yüz yüze geleceğiniz çocuğunuza özgü binlerce problem yaşamanız mümkündür. Buradaki temel ergen özellikleri ve ergenlere yaklaşımın püf noktaları size bir baz sağlayacaktır. Yetişkinliğe adım atan bir ergenle nasıl yaşayabileceğinizi, sorunlarla nasıl baş edebileceğinizi öğrendikçe ergen çocuğunuzla tatminkar bir ilişkiniz olacak, sağlıklı bir nesil yetiştirmede katkınız olacaktır.

Ergenlik sorunlarında, ergen psikolojisi ve ergen danışmanlığında, ergen terapilerinde Antalya psikiyatri ve psikoterapi merkezi olarak yanınızdayız.

Psikoterapi Antalya, Psikoterapist ve Psikiyatri Uzmanı Emine Filiz Uluhan.

Antalya Psikoterapi Merkezi, Ergen Danışmanlığı ve Ergen Terapisi, Muratpaşa Antalya.