EMDR Tedavisinde Yapılanlar

emdrHedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez diyen Montaigne gibi, başarılı bir EMDR tedavisinin de etkili bir hedef belirlemeye bağlı olduğunu söyleyebiliriz.

İster çocuklukta cinsel tacize uğrayan bir mağdurun erken çocukluk anılarına gidecek kadar derin, isterse yakın zamanda yaşanmış deprem sonrasından kaynaklanan taze bir travma sonrası stres bozukluğu vakası gibi daha az karışık olsun, her olguda tedavi içinde öncelikle o travmaya ait tek bir anı hedeflenir. Tedavinin klinik boyutu ne kadar büyük olsa da EMDR tedavisinde her hedef ayrı ayrı ele alınmalı ve bütünüyle işlenmelidir. Hedefin işlenmesi sırasında güncel tetikleyiciler ve kaçınma davranışlarına neden olan örneklere de dokunulabilir.

Belirlenen her hedef EMDR tedavisinin yapı taşlarını oluşturacaktır. Hedef bütünüyle resmedilebildiği taktirde travmanın hızla işlenmesi kolaylaşacaktır. Etkili bir hedef ve doğru bileşenleri saptamak için bir EMDR seansında aşağıdaki yolları izleriz.

1)İmge:

Öncelikle sizden olayı düşünerek, tüm yaşananı temsil eden tek bir imgeye ya da sizi en çok rahatsız eden kısma odaklanmanızı isteriz. İmge belirgin olmasa da, olay parça parça hatırlansa da hedefe ulaşmak mümkündür. Önemli olan bilinç ile olayın beyinde depolandığı yer arasında bir bağ kurmaktır.

2)Negatif kognisyon:

İkinci olarak imgeyle uyumlu altta yatan negatif algı, düşünce, yargı gibi bir biliş ya da uyumsuz öz değerlendirmeyi açıklayan bir ifade belirtmenizi isteriz. Burada kendinizle ilgili inanç veya değerlendirmeniz, kendinizle ilgili şu anki yorumunuz esastır. Bu yorum ‘’ben kötüyüm, ben güçsüzüm, ben değersizim, ben başarılı olamam, ben iyi şeyleri hak etmiyorum, ben korkağım, ben önemsizim, ben çirkinim, kontrol bende değil, bende bir sorun var, terk edileceğim, tehlikedeyim ’’ gibi yaşanan olayla ilgili karalayıcı inançlarınızı tanımlamalıdır.

Yanlışlıkla travma anındaki realiteyi betimleyen ‘’savunmasızdım, güçsüzdüm, yalnızdım, korkuyordum’’ gibi ifadeler üzerinden işleme yapılmamalıdır. Çünkü EMDR tedavisinin esası uygunsuz ve işlevsel olmayan algılarla çalışmaya dayanır.

EMDR terapisinde negatif kognisyon dediğimiz şey, özetle, kişinin şimdiki zamanda yaptığı kendine dair olumsuz değerlendirmedir. Danışan, yaşanmış olaya ilişkin kendini suçluyor, olayla ilgili kendini değersizleştiriyorsa, kendisiyle ilgili olumsuz düşüncelere sahipse travmatik anı çözümlenmemiş demektir. EMDR tedavisinin öncelikli hedefleri bu negatif kognisyonlardır.

Negatif kognisyonun belirlenmesi danışana bu düşüncenin mantıksızlığını anlamasına yardımcı olacak bir zemin oluşturur ve yeniden işlenmesi gereken işlevsel olmayan bilginin uyarılmasını sağlar. Yani tedavinin önemli basamaklarından biridir.

3)Pozitif kognisyon:

Bu aşamada belirlenen negatif kognisyonun tersi olarak arzulanan pozitif kognisyon saptanır. ‘’1’’in tamamen yanlış, ‘’7’’nin tamamen doğru olduğu anlamına gelen VOC ölçeği ile puanlama yapılır. Puanlamanın esası objektif olarak değerlendirmekten ziyade danışanın pozitif kognisyonu ne kadar gerçek ve inandırıcı bulduğuna dayanır.

Bu sayede tedaviye bir yön belirlenirken, terapist ile danışana ilerlemeyi tespit edecek bir başlangıç noktası sunulmuş ve uygun alternatif nöral ağlar uyarılmış olur. Danışan tarafından uygunsuz ya da olanaksız bulunan pozitif kognisyon yeniden işlemeyi aksatır.

Uygun pozitif kognisyonlar hastaya kendi kapasitesini yeniden tanımlama şansı verenlerdir. Yalan umutlar taşımadan, bahanelere sığınmadan kendine değer aşılayan ve dış güçlerden bağımsız kalan kognisyonlar en iyileridir. ‘’O beni sevecek’’ yerine ‘’Ben sevilebilirim’’ önermesi buna bir örnek olarak verilebilir.

EMDR tedavisinde danışana pozitif bir kognisyon oluşturmada yardım etmek çok önemlidir. Terapistin bilgisi ve tecrübesi burada kendini gösterecek ve tedavinin seyrinde büyük rol oynayacaktır.

Pozitif kognisyonları oluştururken en olumlu yükleme üzerinden gidilmelidir. ‘’Ben kötü bir insan değilim’’ yerine ‘’Ben iyi bir insanım’’ demek ‘’Ben zayıf değilim’’ yerine ‘’Ben güçlüyüm’’ demek her zaman daha iyidir.

EMDR seansının ilerleyen safhalarında pozitif kognisyon özellikle daha önceden rahatsız edici olan bilgiyle ilişkilendirilecek, hedef malzemenin bulunduğu bellek ağına yerleştirilecektir.

4)Duygular ve yarattıkları rahatsızlık düzeyi:

Bu aşamada danışandan travmatik anıya ait resmi ve negatif kognisyonu aklına getirerek hissettiği duyguyu adlandırması ve şu anda nasıl hissettiğini derecelendirmesi istenir. Burada Öznel Rahatsızlık Ölçeği (SUD Ölçeği) kullanılır. Dikkat edilmesi gereken nokta olay sırasında yaşanan stresin derecesi değil halen duyulan rahatsızlık hissidir.

Çünkü geçmişte ne kadar üzücü şeyle karşılaşılmış olsa da bunların çoğu doğal bilgi işleme ile zaman içinde uygun biçimde çözümlenmekte, duygusal rahatsızlık yaratmamaktadır. Henüz çözümlenmemiş malzemenin göstergesi halen belirgin derecede var olan duygusal rahatsızlıktır ki, EMDR tedavisi bu nedenle yapılacaktır. Terapist duygusal rahatsızlık düzeyini SUD Ölçeği ile değerlendirerek hangi anıların hedef alınacağını belirleyecektir.

5)Bedensel duyumlar:

Travmatik anıya odaklanan danışanda boyunda ve vücutta kasılma, solunum ve kalp hızında artma gibi bedensel duyumlar görülebilir. Bunlar tedavinin odak noktaları olabilmektedir. Başarılı bir EMDR seansı sonrası danışan bedenini zihinsel olarak taradığında hiçbir gerilim ya da bedensel bir duyum almamalıdır.

6)Bilgi işleme sisteminin aktifleştirilmesi:

Danışanın doğuştan gelen bilgi işleme sistemini aktifleştirme ve yeniden düzenleme amacını güden EMDR tedavisinde bilgi kanallarını açmada göz hareketleri ya da vurma veya ses gibi alternatif uyarma şekilleri kullanılır.

Klasik yöntem göz hareketleri ile EMDR işleminin yapılmasıdır. EMDR tedavisinde farklı göz hareketleri çeşitleri mevcuttur. Göz hareketleri sırasında danışan rahat bir pozisyonda olmalı, gözlerde acı, ağrı, kuruluk oluşursa işleme son verilmelidir.

İşlem sırasında danışanın görüş aralığında, rahatsızlık vermeyecek en yüksek hızda bir taraftan diğer tarafa göz hareketi oluşturulur. Bunun için terapist sıklıkla iki parmağını kullansa da kalem, cetvel ya da benzeri bir obje de kullanılabilir. Danışanın yüzünden 30-35 cm. uzaklıktan sağa ve sola doğru en az 30 cm. yönlendirerek göz hareketi setleri yapılır.

Bazen çapraz göz hareketleri setlerini de kullanmak gerekir. Bu uygulama danışanın yüzünün orta çizgisinden alt sağ taraf ve üst sol tarafa ya da tam tersine yönlendirerek (çeneden kaş seviyesinin yanına doğru) yapılır.

Dikey, dairesel ya da sekiz şeklinde yönlendirilen göz hareketleri setleri de EMDR tedavisinde uygulanabilmektedir. İşlemede tıkanıklık görüldüğünde farklı göz hareketleri denenebilir. Yatay, dairesel ve sekiz şeklindeki hareketlerin sakinleştirici etkisi daha kuvvetlidir.

EMDR terapisinde göz hareketleri genelde sağ/sol değişimin bir hareket olarak sayıldığı 24 çift yönlü hareketten oluşan setler halinde uygulanır. Kognitif malzemenin yeni bir uyum içinde işlenmesi genelde 24 hareketlik set içinde gerçekleşir. Bazı danışanlarda ise 36 ya da daha fazla harekete ihtiyaç duyulabilir.

Göz hareketlerini fiziksel ya da psikolojik olarak rahatsız edici bulanlarda veya terapistin tercihine göre alternatif uyarım yöntemleri de kullanılabilir. Terapistin bir veya iki parmağını, dizleri üzerinde avuçları yukarı bakacak şekilde duran hastanın ellerine vurduğu dokunsal uyarılar ya da her bir kulağın yanında parmak şıklatarak yapılan işitsel uyarılar bunlar arasındadır. İşitsel uyarımlar için kulaklık, dokunsal uyarım için titreşim veren elektronik cihazlar da aynı işlevi görmekte, daha konforlu bir uygulamaya olanak sağlamaktadırlar.

EMDR Tedavisi, Psikoterapist Emine Filiz Uluhan.

Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, EMDR Terapisi Antalya.