Klinik Hipnoz ve Hipnoterapi

Hipnozun tıbbi amaçlarla tedaviye yönelik kullanımı hipnoterapi veya klinik hipnoz olarak isimlendirilir. Hekimler branşları doğrultusunda hipnozu klinikte kullanabilmekte, uzmanlık alanını ilgilendiren konularda yeterli eğitim almak kaydı ile hipnoterapi uygulayabilmektedir.hipnoz ne işe yarar

Hipnozun en yaygın kullanım alanı psikolojik sorunlar olup, hipnoterapi ile hızlı ve etkili sonuçlar alınabilir. Freud’un öncülük ettiği psikanaliz ve diğer terapilere hipno-analiz takviye edildiğinde belirlenen hedeflere çok daha kısa sürelerde ulaşılabilmektedir. Orta derecede de olsa hipnoza yatkınlığı olan kişilerde hipnoz ile tedavinin etkisini artırmak, tedavi süresini kısaltmak mümkündür.

Hipnoz ve hipnoterapinin ruhsal sorunların çözümündeki klinik faydası sembolik süreçlere, anılara ve duygulara erişmedeki etkisinden kaynaklanır. Hipnoz aslında dinamik psikoterapinin en önemli boyutlarından olan keşif ve açığa çıkarma işini kolaylaştırmakta, terapiye etkinlik ve hız kazandırmaktadır. Bu amaçla bazı hastalara sorunla ya da semptomla ilgili bir rüya görmesini telkin ederek, rüyanın dinamik anlamlarına rahatça girebiliriz.

Klinik hipnozda tedaviyi sağlayan bir diğer nokta da hipnozun bilişsel ve algısal değişimlere yol açarak kalıplaşmış inançların değişmesine yardımcı olmasıdır. Hipnozda yaşanan yoğun aktarım ilişkisinin, uyumsuz ilişki örüntülerinin değiştirilmesindeki rolü de yadsınamaz bir gerçektir.

Hipnozu klinik tedavide kullanırken hastanın hipnoza yatkınlığı, semptomların niteliği, hastanın ve terapistin hipnoterapi için ne kadar istekli olup olmadıkları mutlaka değerlendirilmelidir. Yeterli motivasyon ve hipnoza yatkınlığı bulunan kişilerde sınırları net olarak belli bulguları içeren psikolojik sorunlar en iyi sonucu verecek gruptur.

Genel nüfusun %10’u hipnoza çok yatkındır. Nüfusun %60’ı ise hipnozu psikoterapi planına dahil etmeye yetecek hipnotik yatkınlık bulunur. Yani toplumun yarısından fazlasında hipnoterapi ile çok başarılı sonuçlar alınabilmekte, klinik hipnoz ile tedavi şansı ciddi derecede yükselmektedir. Hipnoterapiyi kullanmaya çok motive olmuş, bu tedaviden pozitif beklentisi yüksek olan kişilerde hipnoza yatkınlık bulunmasa bile iyi sonuçlar elde edilebilir.

Nevrozlar, psiko-fizyolojik bozukluklar, davranış bozuklukları, sigara ve uyuşturucu gibi alışkanlık bozuklukları ve uyumsuz ilişki örüntülerinde hipnoterapi çok etkili olmaktadır. Hipnozun bir diğer kullanım alanı da kaygı bozuklukları, fobik bozukluklar ve konversiyon bozukluklarıdır. Kilo sorunları ile baş etmede, uyku bozukluklarında, cinsel işlev bozukluklarında hipnoz rahatlıkla kullanılabilir. Fibromiyaljiler, baş ağrısı, astım başta olmak üzere solunum hastalıkları, özellikle hipertansiyon olmak üzere kardiyovasküler hastalıklar, kolit ve ülser gibi gastrointestinal hastalıklar, allerji ve egzema gibi cilt hastalıkları, bağışıklık bozuklukları, artritler ve kanser türlerinde de hipnoz endikasyonu olabilmektedir. Bir çok klinikte de hipnoterapi, semptom değişimi elde etmek amacıyla kısa müdahaleler şeklinde tercih edilebilmektedir.

Bazı vakalarda, özellikle çok düşünsel (ideasyonel) hastalarda psikoterapi belli bir noktada tıkandığında çıkmaza girmiş terapiyi ilerletmek için, duyguları harekete geçirmek ve yoğunlaştırmak için, hastanın direnç noktalarını bulup aşmak için, terapistle hasta arasındaki etkileşim sorunlarını tespit etmek için hipnoz kullanılmakta, başarı yakalanmaktadır.

Yetişkinlerin yaklaşık %40’ının hipnotik yatkınlığı terapide hipnoz kullanımından vazgeçilmesini gerektirecek kadar düşük olsa da Ericksonian hipnoterapide bu grup hastalar için özel dolaylı telkinler tasarlanmıştır. Bazı Ericksoncular doğru iletişimle herkesin hipnotize edilebileceğini, hipnozun tüm hastalarda uygulanabileceğini iddia etseler de klinik pratikte çok da kolay değildir.

Organik beyin sendromları ve manik depresif bozukluk ise hipnozun kullanılmaması gereken iki büyük kontrendikasyonudur. Obsesif kompulsif bozukluk, çoklu kişilik, alkolizm, travma sonrası stres bozukluğu, psikozlar ve borderline kişilik bozukluğu olanlar da genelde hipnoterapi için uygun görülmezler.

Antalya Hipnoz Merkezi, Hipnoterapi Antalya, Hipnoterapist ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan.