Hipnoz Tedavisi

hipnoz tedavisi1800’ lü yıllardan itibaren bilimsel anlamda bir tedavi yöntemi olarak kullanılan hipnozun klinik kullanım alanı her gün genişlemekte, hipnoterapi ile ilgili gelişmeler hızla ilerlemektedir.

Hipnoz tedavisi yani hipnoterapi, özellikle Eriksonian Hipnoterapi’ nin uygulamalarıyla 1980 yılından itibaren adeta yeniden doğmuş, psikiyatrist ve klinik psikologların kullandığı teknikler arasında ilk sıralara oturmuştur.

Halen dünya tıp literatüründe hipnoz ve hipnoz tedavisi ile ilgili 2000’ nin üzerinde bilimsel çalışma vardır. Hipnoz tedavisinin obezite kontrolü, sigara bağımlılığı tedavisi, alkol ve madde bağımlılığı tedavisi, kronik ağrı bozukluğu tedavisi, cinsel işlev bozukluklarının tedavisi, fobi ve anksiyete tedavisi, astım, siğil, kaşıntı, kekemelik, gece işemeleri, tırnak yeme, afoni, konversiyon bozukluğu tedavisi gibi pek çok hastalık ve psikolojik sorunda etkili olduğu saptanmıştır. Hipnoz ile sigara bırakma,hipnoz ile zayıflama günümüzde en çok tercih edilen kullanım alanlarındandır.

Hipnoterapi özellikle psikosomatik hastalıklarda, etkili bir alternatif tedavi yöntemidir. Birçok organik kronik rahatsızlıkta ise, hastalığa sekonder gelişen anksiyete bulgularını tedavi ederek faydalı olmaktadır. Kronik ağrıların kontrol altına alınmasında, yanıklı hastaların ağrı tedavisinde, kanserli hastaların kemoterapilerinin getirdiği bulantı, kusma gibi yan etkilerin azaltılmasında hipnozun tedavi edici etkisi otonom sinir sistemi üzerinden ortaya çıkmaktadır.

Bunların yanında hipnoz tedavisinin eğitim, spor ve sanatta kişisel beceri arttırılması, motivasyon sağlama ve performansın yükseltilmesi gibi faydalarından etkin olarak yararlanılmaktadır.

Hipnozun tedavi aracı olarak veya performans arttırıcı bir teknik olarak kullanımı, yeterli bilgi ve deneyime sahip hekimler ve uzmanlar dışında kullanıldığında telafisi mümkün olmayan zararlara neden olabilir.

Hipnoterapide şikâyetlerin süreci, şiddeti, hastanın kişilik yapısı ve hipnoza yatkınlığı tedaviyi etkileyen faktörlerdir. İyi bir hipnoterapist bunları göz önünde bulundurarak hipnoz tekniğini ve terapi yöntemini ayarlamalıdır.

Hipnoz tedavisinde yalnızca bulguları hafifletmek ya da yok etmek değil, temel emosyonel durumu düzeltmek de hedeflenmelidir. Hipnoterapist, hipnozu danışanın kişiliğine uyarladığı ölçüde başarı artacaktır.

Doğrudan, dolaylı ya da posthipnotik telkinler, hipnoz tedavisinin ana unsurlarıdır. Hipnoterapist olarak hipnoterapideki amacımız, danışanlarda özel şartlarda veya herhangi bir uyaranla oluşan anormal büyütülmüş otomatik cevabı azaltmaktır. Özellikle cinsel işlev bozukluklarının tedavisi ve hipnoz ile kekemelik tedavisinde güven, rahatlama ve gevşemeyi hedef alan telkinler ön plana çıkar.

Bazı vakalarda doğrudan telkinle hastanın semptomunu kaldırmak etkili olmayabilir. Semptomu belirleyen etyolojik faktörleri belirleyerek öze inen bir hipnoz tedavisi, daha zaman alıcı olsa da daha kalıcıdır.

Doğrudan telkinler özellikle kişisel performansı arttırmada etkili olurken, ciltteki kaşınma ve yanma hissinin giderilmesi, anksiyete ve gerilimin sebep olduğu dermatitler, uykusuzluk ve baş ağrısının giderilmesi, saman nezlesi ve alerjik astım tedavisi, anormal yeme ve içme alışkanlıklarının kontrolü gibi durumlarda da semptomik rahatlama sağlayabilmektedir. Temel bozukluğu aktive eden uykusuzluk, anksiyete ve mental stres gibi emosyonel durumların doğrudan telkinle düzelmesi ana hastalığın bulgularını söndürmektedir. Hipnozdan sonra oluşan gevşeme bireylerin travma, stres, korku, kaçınma ve ağrı eşiklerini yükseltmektedir.

Birkaç kez tekrarlanan hipnoterapi seansları tek seanslık tedavilere göre her zaman daha kalıcı ve etkilidir. Doğrudan telkinlerin altta yatan nedeni göz ardı etmesi gibi bir eksikliği olmakla birlikte, bulguların şiddetini bir an önce azaltmak için ve psikodinamik yönden araştırılmayı istemeyerek sadece semptomunun giderilmesini isteyen hastalarda tercih edilmesi uygun olabilir. Diş tedavilerinde ve ağrısız doğum uygulamalarında tedavinin prensibi doğrudan telkinlerdir. Yeterli derinlikte hipnotize edilen hastalarda, hipnoterapi en ideal anestezi yöntemi olabilir.

Dolaylı hipnotik telkinler, belli bir içgörüye sahip fakat onu kontrol etmekte güçsüz kalan hastalarda daha efektiftir. Şikayetlerinin psikosomatik olduğunun farkında olan konversif vakalarda hastanın dikkatini başka yöne çekici dolaylı telkinler oldukça faydalıdır. Kekemelik tedavisinde, elinde kolunda tutmama, ses çıkaramama, konuşamama gibi konversiyon bozukluklarından kaynaklanan şikayetlerin tedavisinde, dikkati dağıtan, başka bir şeye odaklanmayı sağlayan dolaylı telkinler, tek seanslık hipnoz tedavilerine çok iyi yanıtlar verebilirler. Yürüyemediği için tekerlekli sandalye ile gelen veya sesinin çıkmadığını ifade eden bir hasta hipnoz odasını güle oynaya, koşar adım başarıyla terk edebilir.

Uyku düzeninin sağlanması, bir sonraki hipnoz seansında etkiyi arttırmak, kronik ağrı tedavisi, astım ve alerji ataklarının kontrolü, sigara bırakma tedavisi, alkol ve madde bağımlılığı tedavisi, kilo kontrolünün sağlanması, postoperatif ağrının azaltılmasında posthipnotik telkinler verilir. Tedavi öncesi bu hastaların zihninde hiçbir şüphe unsuru kalmamış olmalıdır. Amaçlanan davranışı hasta kendi zihninde mantıken çözümlemiş olmalıdır. Hipnoz ile sigara bırakma tedavisi, hipnoz ile kilo verme tedavilerinde seanslar haricinde telefonla1-2 dakikalık posthipnotik telkin takviyeleri tedaviyi çok güçlendirir.

Hipnoz ile tedavide alışılmış bir durumun daha yapıcı bir başka durumla değiştirilmesi tekniği de kullanılabilir. Bu durum semptom değiştirme olarak isimlendirilir. Burada değiştirilen semptomun yer değiştirdiği nesne danışan gözünde aynı değere sahip olmalıdır. Bundan dolayı hipnoterapist hastanın sosyokültürel yapısını, eğitimini ve duygusal gelişimini iyi bilmeli, buna uygun değiştirme objesi seçmelidir. Örneğin, strese bağlı kaşıntıları için hipnoterapi uygulanan bir hastaya ancak tenisten hoşlanıyorsa “her tenis topuna vuruşunda kaşıntın azalacak” telkini verebilirsiniz. Komplike vakalarda ve halihazırdaki semptomun kişilik dengesini sağladığı, semptom doğrudan kaldırıldığında emosyonel dengenin tamamen bozulacağı olgularda aktif semptom daha hafifiyle değiştirilmelidir. Örneğin, anüs ve genital bölgedeki kaşıntı baldıra, tüm kol felci işaret parmağı paralizisine aktarılabilir.

Hipnoterapinin tedavi tekniklerinden biri de semptom baskılamadır. Sıklıkla semptom değiştirme ile birlikte kullanılır. Sigara bırakma hipnozunda, hipnoz ile obezite tedavisinde, anoreksiya nervozada, alkol ve madde bağımlılığı tedavisinde, kanser hastalarının ağrılarının dindirilmesinde, trigeminal nevraljilerde, ilaç kullanımının yan etkisi olarak gözlenen bulantı ve kusmalarda, ağrısız doğum uygulamalarında doğrudan semptom baskılama kullanılabilir. En büyük sakıncası bilinçsiz ellerde, organik patolojiler ayıklanmadan yapıldığında alttaki primer hastalığın ilerleme olasılığıdır. Hipnoterapist bu noktada çok titiz ve bilgili olmalıdır. Örneğin, doğrudan baş ağrısını ortadan kaldırmaya yönelik bir hipnoterapinin, yeni başlayan bir beyin tümörünün tanısını geciktirmesi mümkündür.

Hipnoz tedavisindeki en son gelişmelerden biri hipnoanalizdir. Hipnoanalizde analitik psikoterapi ile hipnoz birleştirilmiştir. Bu sayede hastanın zihin yapısı değiştirilerek, yeni bir bakış açısı kazandırılır. Bireyin acısını azaltmanın yanısıra, bunun nedenlerini öğrenmesi ve ona uygun davranış değişikliğini yapması hedeflenir. Baskılanmış korku, nefret, kızgınlık, sevgi, acı benzeri her türlü duygu bilinçdışında kalarak bugünkü karmaşıklıklara zemin hazırlarlar. Hipnoterapi esnasında geçmişin, şimdiki zamanı etkilemesi net olarak ortaya çıkar. Hipnoanaliz bireyin zihnini uyuşturan bir teknik değildir. Aksine bireyin kendi gerçek yapısını görmeyi sağlayan bilinçlilik halidir. Hipnoanaliz bilinçdışı materyale ulaşmada, serbest çağrışım ve rüya analizi gibi psikanalitik tekniklere göre zaman kazandırır.

Hipnoanaliz sırasında kişiyi önceki yıllarına götürmek rahatlıkla mümkündür. Bazı danışanlarımız bu esnada bebeksi kelimeler ve çocukluktaki ses tonuyla bile konuşabilir. Bu çalışma psikiyatri dilinde ekmnezi olarak isimlendirilir.

Hipnoz tedavisindeki bir diğer teknik de hipnodramadır. Temelinde bugünkü reel hayatımızın, hayalimizde canlandırdığımız bir senaryonun uzantısı olduğu gerçekliği vardır. Hipnodrama normal rüya fonksiyonunun hipnozdaki karşılığı gibidir. Rüyadan farkı, hipnoterapistin hipnodramaya müdahale edebilmesidir. Tüm insanlar günlük yaşamlarında toplum tarafından kendilerine verilen rolü oynamaktadırlar. Kimse senaryosunu kendi yazdığı filmde, baş aktör rolünü oynayamamaktadır.

Gerçek dünya ile idealize edilen iç dünya arasındaki sınır açıldıkça ruhsal denge bozulurken, bu sınır ne kadar birbirine yakın olursa, kişi huzurlu ve mutlu olmaktadır. İç dünyadaki taleplerin neler olduğunu ve karmaşanın kaynağını bulmanın en hızlı yolu hipnodramadır.

Özetle, hipnoz tedavisinin bir çok ruhsal rahatsızlıkta, sigara bırakmada, kilo kontrolünü sağlamada, motivasyon ve konsantrasyon sağlayarak sınav başarısını arttırmada en etkili terapötik yöntemlerden biri olduğunu söyleyebiliriz.

Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi olarak hipnoz yöntemlerini bilimsel ve etik kurallar çerçevesinde, bireyin kişilik özellikleri ve rahatsızlığını dikkate alarak titizlikle uyguluyor ve çok değerli bir tedavi yöntemi olarak tercih ediyoruz.

Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Hipnoz ve Hipnoterapi Antalya.

Hipnoterapist Emine Filiz Uluhan.