Gerçeklik Terapisi

Gerçeklik TerapisiGerçeklik terapisi Amerikalı psikiyatrist William Glasser’ in seçim kuramına dayanır.

Seçim kuramında herkesin kendi yaşamını kontrol edebileceğine inanılır ve bireyin her yaptığından kendisinin sorumlu olduğu kabul edilir. Glasser, danışanlara çok ekstrem durumlar dışında herhangi bir psikiyatrik tanı konulmamasını savunur, psikopatolojilerin hemen hepsinin bireylerin doyurucu ve başarılı ilişkiler kuramamasının getirdiği gerilimden kaynaklandığını iddia eder.

Glasser, seçim kuramında sevgi ve ait olma duygusunu ön plana çıkarmıştır. Sosyal bir varlık olan insanın temel gereksinimi budur. Hayatta kalma, güç, özgürlük, eğlence gereksinimleri Glasser’ e göre ikinci plandadır. Sevme ve sevilme gereksinimi ise karşılanması en zor temel ihtiyaçtır. Diğer gereksinimleri bireyler tek başlarına karşılayabilseler de sevme ve ait olma duygusunda bunu karşılayacak en az bir kişi olmak zorundadır.

Gerçeklik terapisinde danışanlara insan ilişkileri konusunda etkili seçimler yapmaları öğretilir, danışan anlamlı bir ilişkiye yönlendirilir, o andaki davranış biçiminden daha etkili davranması sağlanır.

Danışanlar psikoterapiye kendilerini iyi hissetmedikleri için gelirler. Kendilerini kötü hissetmeleri, temel gereksinimlerinden biri veya bazılarının karşılanmamasındandır. Fakat danışanlar bunun farkında değildir. Gerçeklik terapisinde psikoterapistin görevi, seçim kuramını öğretmek yoluyla danışanın gereksinimine yardımcı olmaktır.

İnsanlar doğumlarından itibaren, kendilerinin iyi hissetmesini sağlayacak her şeyin peşinden koşarlar. Bu, gereksinimler üzerine kurulu ütopik bir dünyadır. Danışanları psikoterapiye yönlendiren, psikoterapi ihtiyacı doğuran şey bireylerin gereksinim önceliklerini belirlemekte zorluk çekmeleridir. Psikoterapistin en önemli görevi danışan için neyin önemli olduğunu görmesini ve belirlemesini sağlamaktır.

Seçim kuramına göre doğumdan ölüme yaptığımız her şey bir davranıştır ve bütün davranışlar bireylerin içsel motivasyonlarından kaynaklanır ve kendi seçimlerine dayanır. Davranışlar gereksinimleri karşılamaya yönelik eylemlerdir. Tüm davranışlar amaçlıdır ve bunların bir kısmı arzu edilenle gerçekleşen arasındaki farkı telafi etmeye yöneliktir. Normal dışı davranışlar bu tutarsızlığın yansımalarıdır. Bundan dolayı depresyonda olmak, öfkeli olmak, kaygılı olmak gibi tarifler yerine öfkeye, kaygıya ya da depresyona neden olan kişi ya da davranışları tartışmak, bulup çıkarmak gerekir.

Gerçeklik terapisinde danışanlar, seçim kuramına göre acı çekmelerinin, mutsuzluklarının, başarısızlıklarının kendi seçimlerine dayandığını kolay kabul edemezler. Bir insan acı çekmeyi nasıl ister ki? Oysa acı çekmek o an, gereksinimleri karşılamaya yönelik en iyi çabadır ve bunun bilincine varıldığında terapi de başarıya ulaşmış olacaktır.

Gerçeklik terapisinde doyum sağlamayan ilişkiler ya da ilişki eksiklikleri üzerinde durulur. Burada gerek iş hayatında, gerek toplumsal-sosyal ilişkilerde ya da aile veya çift ilişkilerinde tatminkâr olmayan bir şeyler vardır. Terapist hatanın kaynağını bulma amacı taşımaz. Terapi, danışanların ilişkilerinde kontrol edebilecekleri şeyler üzerinden yürür. Seçim kuramı ve devamında gerçeklik terapisi bireyin kontrol edebileceği tek şeyin kendisi olduğunu temel alarak değişim için danışanın kendisine yüklenir. Bu, danışan üzerinde bir haksızlık algısı yaratsa da, kişinin şikâyet, suçlama ve eleştirilerine kulak asılmaz. Kişinin kendisi ile ilgili şikâyetleri bir dönem iyi hissetmesini sağlasa da tamamen etkisiz ve işlevsiz örüntülerdir. Bunlar göz ardı edildikçe bir süre sonra önemlerini yitireceklerdir.

Terapi sürecinde bunu gerçekleştirmeye yönelik,

  1. Bireyin seçim ve sorumluluğu vurgulanır. Yapılan her şey öncelikle bir seçimdir, birey de seçimlerinin sorumluluğunu taşımak durumundadır. Seçim kuramına göre ana vurgu seçme sürecidir. Psikoterapinin temeli bireyi anlamlı faaliyetlere yönlendirmektir.

  2. Gerçeklik terapisinde terapist tamamen kendisi olmak durumundadır. Bazı psikoterapi yöntemlerinde olduğu gibi anne, baba rolü üstlenmez. Yani bir transferans kesinlikle söz konusu değildir.

  3. Gerçeklik terapisinde tamamen içinde bulunulan zamana odaklanılır. Bazı sorunlar geçmişten kaynaklansa da geçmişimizi değiştiremeyeceğimiz için orada takılıp kalmamalı bugüne bakmalıyız.

  4. Gerçeklik terapisinde üzüntü, endişe, korku, mutsuzluk, isteksizlik gibi belirtiler üzerine odaklanmaktan kaçınılır. Bu belirtiler asıl sorunla yüzleşmeyi erteleyen savunmalardır. Önemli olan karşılanmamış temel gereksinimi yok etmektir.

  5. Gerçeklik terapisi ruhsal hastalık tanı ve sınıflandırmalarını kabul etmez, organik sebepler haricinde psikiyatrik ilaç kullanmayı tercih etmez.

Çağdaş gerçeklik terapisinde sevgi ve ait olmaya yönelik gereksinim eksikliği giderilmeye çalışılırken, eğlence, özgürlük ve bağımsızlık, iyi şeyler yapma ve başarmanın getirdiği haz gibi diğer temel gereksinimleri karşılamanın yolları öğretilir. Danışanların kendileri için önemli olan kişilerle bağlanmalarını sağlamak ya da önceden kopmuş bağlarını onarıp, yeniden kurmalarını sağlamak terapideki terapötik amaçtır. Danışan bir an önce geçmişe saplanıp kalmaktan ve bulgular üzerinde çabalamaktan kurtarılmalıdır.

Psikoterapi sürecinde öncelikle danışanın terapiden ne beklediği ve ilişkilerinde yaptığı seçimler sorgulanır. Birçok belirtinin altında doyum sağlamayan temel bir ilişki vardır ve danışanlar bu ilişki süreciyle ilgili seçimde bulunamamakta, seçimlerini yönetememektedirler. Etkili olamayacakları şeylerle oyalanıp, sorunları halı altına süpürmekle meşguldürler. Hâlbuki bireylerin tamamen kendi ellerinde olan tek şey kendi davranışlarını kontrol edebilecekleri gerçeğidir. Bu kavrandığında artık sorunun yüzde ellisi hallolmuştur, geri kalan kısımda danışanların nasıl daha iyi seçimler yapabileceği işlenir. İlişkideki diğer kişi değişmese bile danışanın kendisinin değişmesi hayata bambaşka bir gözle bakmayı sağlayacak, birçok sorun kendiliğinden hallolacaktır. Diğer insanların merhametine muhtaç bir kurban olmadığını anlayan danışan mutluluk yolunda en büyük adımı atmıştır.

Seçim kuramını kullanmak öğrenilebilen bir beceridir ve tüm insanlar bu kapasiteye sahiptir.

Psikoterapi Antalya.

Psikiyatri Antalya.

Psikiyatri Uzmanı Filiz Uluhan.